30 Aralık 2011 Cuma

Yine Network

Bu blogda Network ile ilgili olarak yazdığım yazıya/şikayete bir okur yorum eklemiş, onun da başına bir iş gelmiş çünkü.... Yorum şeklinde o yazımın altına eklenmiş şikayeti okuyabilirsiniz. Bu gerçekten çok can sıkıcı. Neden bu kadar adı sanı olan ve genelde iyi görünümlü hatta kaliteli görünümlü olan bir mağazadan habire defolu ürün çıkıyor ve özür dileyecekleri yerde uzun süre bekletip ondan sonra bir sürü zorluk çıkarıyorlar.

Yargıcı ile yaşadığım çok can sıkıcı deneyimim, bir sürü "amatör" tezgahtar, eleman....  ve bence ilgisiz yöneticileri ve müşteri odaklı olmayan kötü süreçleri yüzünden oradan hiç bir şey almıyorum, bakmıyorum bile. Network, Fabrika, Que için de bunu yapacağım... Zaten aldığım yok da bakmayacağım da artık...

Pahalı ama defolu ürünler, müşteriye saygısız süreç, çalışan ve yöneticiler... Bu devirde ilginç... Belki de yaşadığımız her tür olumsuz olay ve gidişatla koşut bir kalitesizlik....

10 Aralık 2011 Cumartesi

Türk Telekom - Müşteri Hizmetleri: İnanılmaz kötü bir sistem

Basit bir soruma bir türlü cevap vermeyip, talebimi kapattıkları için -ve daha bir sürü gariplik olduğu için - yazdığım yazı aşağıda, Pazartesi Türk telekom'a bu sefer Müşteri Hizmetleri'nin  Web sistemi ya da Telefon ile degil, faks ile yollayacagım. Tecrübem odur ki, faks ile olunca ve bir de üye oldugumuz gruplara yazdığınızda, ancak o zaman ilgileniyorlar, adam gibi bir yanıt veriyorlar.
Keşke Türktelekom kamu kuruluşu olarak kalsaydı. Kamu kuruluşlarının web sayfalarındaki hizemytler inanılmaz. Çok başarılı buluyorum. Türk Telekom ise, on yirmi sene öncesinin "develt kurumu" mantığıyla çalışan, bana çok rahatsızlık vermiş bir şirket. Yazımı okuyun, anlayacaksınız.

Sayın Yetkili,
5-6 kez Turktelekom web sayfasındaki şikayetler/istekler bölümüne yönelttiğim sorular ve şikayetler oldu. Esasen 2 sorum vardı, bunlara verdiğiniz alakasız yanıtlar, ya da tepkisizliğiniz ve taleplerimi sürekli kapatmanız neticesi yazdığım birkaç tane ile sayı arttı. Cevap müşteriye ulaşıp onu tatmin etmeden bir şikayet/talep nasıl kapatılır? Böyle bir sistem olur mu?


Bu uygulama maalesef tamamen anlamsız; sorun çözmek yerine tamamen aboneyi sinirlendirmeye yönelik. Bunu söylemememin sayısız nedeni var; aşağıya yazdığım gibi bu şikayet/soru sisteminiz sayısız hatalarla dolu.

1- Web sayfasında bir şikayet/talep ilettiğinizde, cevap istenen geri bildirim kanalı soruluyor. “Telefon” seçiyorum ama bana daha bir kere bile telefon eden olmadı.
2- Bir süre sonra cep telefonunuza “talebiniz olumsuz ya da olumlu sonuçlandı” şeklinde bir sms geliyor. Çok itici bir mesaj; bir bilgi sorduğunuz talebiniz için “olumsuz sonuçlandı” ne demek? Tüm bilgi taleplerime böyle dendi. Vatandaş olarak benim bilgilenme hakkım var. Pek çok kurumun Web sitesinde bilgilenme hakkına yönelik çok güzel uygulamalar giderek artıyor.

3- “Madem sonuçlandı, cevap neymiş” diye sistemi açıp bakıyorsunuz: HİÇ BİR YANIT GÖRÜLMÜYOR. Bu yazılımda bir eksiklik, çok mantıksız bir tasarım ve müşteriye saygısızlık var, gelen yanıtı göstermeyen bir sistem NE İŞE yarar? Talebin sadece kapandığını görüyorum…Yanıt yok, ama kapatılmış..

4- Abonenin, kurumuzun verdiği yanıtı görememesi acaipliğini ve yukarda saydığım garip “tasarım” hatalarını kimse fark etmiyor mu?

5- Ben tüm bu şikayetlerimi (yani şikayet ve sorularıma yanıt alamamamı) yukarıda ifade ettiğim gibi bir kez de 441444’e ilettim (talep no: 1915502). Şu anda telefonuma sms geldi, her zamanki gibi “talebiniz olumsuz sonuçlandı” deniyor. Bir bilgi soruyorum, ne demek olumsuz sonuçlandı?

Farkındaysanız tüm bu uğraşmalarım bir soruya yanıt alamadığım sisteminize yönelik. Bu soruyu artık burada yinelemiyorum, Web’den açtığım taleplerde var.

Türktelekom’un son derece duyarsız olduğunu düşünüyorum. Abone/Müşteri, sorduğu en basit bir soruya yanıt alamıyor, bilgilenme hakkı ihlal ediliyor ve bu son derece sinirlendirici, saygısız biçimde yapılıyor. Her aşaması sorunlu, garip bir sistem.

Özetliyorum:

• Geri bildirim kanalı telefon seçiyorum, arayan yok.

• Gelen sms mesajı çok itici, anlamsız, sinirlendirici.

• Sistemde, talep sahibine verilen bir yanıt yok ama talep kapatılmış. Benim göremediğim yanıtı çağrı merkezinizdeki arkadaş görüyor; bana okuyor; ancak yanıt ÇOK BAŞTAN SAVMA, ALAKASIZ. SORUMA YANIT DEGIL.

Müşteriyle adeta dalga geçen bu sisteminizi bir an evvel düzeltmeniz gerektiği açık. Sistemin tümü, sistem tasarımı, uygulaması, mesaj tasarımı, her şeyi aboneye çok büyük bir duyarsızlık ve ilgisizlik içeriyor.

Günümüzde devlet kurumlarında dahi bürokrasi son derece azaltılmış ya da yok edilmişken, vatandaşa epostayla çok kapsamlı, saygılı yanıtlar verirlerken, Türktelekom’un bu şekilde çalışması çok rahatsız edici.

Dr. Filiz Eyüboğlu

Bilgisayar Y. Mühendisi

Kalite, Süreç ve Müşteri İlişkileri Yönetimi Uzmanı

28 Ekim 2011 Cuma

Vestel Çamaşır Makinası - Bir sürü mühendislik hatası tek bir makinede!

VESTEL ALMAYA KALKIŞMAYIN ÇOK ÜZÜLÜRSÜNÜZ.

Bu konuda bu blogda başka yazım da var lütfen onu da okumanızı rica ederim. Bu firma hakkında bilgilenmek için.


Her çamaşır yıkayışta, yetmiyor onun dışında da sık sık - çamaşır makinesi almaya kalkıştığımda --hem de caanım Elektrolux'u atarak (Allah akıl versin bana!:( ) bastığım bu tonga beni sinirden öldürüyor.
 
İhraç yapan, koskoca fabrikaları olan bir şirkette bu nasıl oluyor??? Böyle tasarım hataları? İnanmak güç. aşağıya yazacaklaırm başka hani makinada var??? Hiç birinde yoktur. İade sürecini de iyi yönetemedim çünkü onlara inanmaya devam ettim. İnsanın basireti bağlanıyor bazen.

1- Makinanın kapağı  iyi kapanmıyor, yani kapanıyor ama alet çalışmaya bir türlü geçemiyor, birkaç tekme atmak gerekiyor, kapağın kapalı oldugunu algılaması için.

2- Yumuşatıcı gözünde muhakkak ağzına kadar su kalıyor. Her çamaşır yıkamadan sonra çekmeceyi çekip o suyu lavaboya dökmek zorundasınız, boşalmış olması gereken yumuşatıcı gözü su dolu, o kadar dolu ki el titremeden dökmek zor, yerlere sular dökülüyor.

3- Çok daha enteresanı -- bunu uzun mühendislik çalışmaları neticesi düzelltiler, düzelltik diye makinamı alıp yenisiyle değiştirdiler ama aynı sorun devam ediyor, hiç mi test etmezler inanamıyorum -- bir bornoz, veya 3-5 tişört, pantolon koyup yıkadığınızda, yıkanıyor ama ASLA ve ASLA SIKMA İŞLEMİNE GEÇEMİYOR. Elinizde ıpıslak kotlar ya da bornozla --litrelerce su çekmiş -- kalakalıyorsunuz!!!

Düzelltik dediler bu mühendislik sorununu, ama yapamadan bana gene sorunlu makina verdiler 1-2 sene oldu, vermişler yani. İnsan böyle bir şey bekler mi? Hangi markada böyle bir şey olur bileniniz var mı?

İşte diyorum ya insanın basireti bağlkanıyor, kabule etmemeli ve paramı istemeliydim.

7 Ekim 2011 Cuma

TURKCELL - Memnun musunuz?

Alttaki konuyu yazdıktan hemen sonra - tesadüf-- Turkcell beni aradı, talebim sistemde bir sorun nedeniyle bir yerlerde takılmış, görevli özür diledi ve beni daha hesaplı pakete geçirdi...

--------------------------------------------------------------------------------------------


En başından beri Turkcell kullanıcısıyım.

Sürekli fiyat artırımlarından, zaten çok pahalı olmasından, pazarlama (insanı avlama) politikalarından çok şikayetçiyim. Birkaç kere şikayette de bulundum. Ama 30 milyon kullanıcısı olan şiket benim 50 TL'lik faturamla ve benim gibi onlarda "fazla kazandırmayan" bir müşterinin sözüne bakar mı?
Tabii şikayetler arttsa bakar, ama biz milet olarak hakkını arayan insanlar değiliz.

Ben cep telefonunu çok çok az kullanan biriyim ortalama bir TC vatandaşına göre. Ancak Turkcell'de muhakkak bir pakete üye olmak zorundasın. Paket olmasın, konuşmalarımı dakika dakika,kısa mesajlarımı mesaj başına ücretlendirme ile ödeyeyim derseniz, inanılmaz pahalı oluyor, denedim.

En küçük paketlere de üye olsam (konuşma ve sms için 2 ayrı paket) bana pahalı geliyor + bu paketlerdeki dakaika ve smsleri bile bitirmiyorum. Böyle az telefon kullanıyorum. Bu konuda kendilerine yazdım, aradılar da beni.. ama tabii değişen, değişecek birşey yok.

En son sinir oldugum olay şu: Bir ara "SMS300 paketiniz yenilensin mi?" şeklinde bir kısa mesaj geldi, EVET dedim. Bu ay gene sorarlar diye düşündüm. ama sormadan uatmışlar, "UZADI" mesajı geldi. Müşteri hizmetlerini aradım. "3 ayda bir soruyoruz o soruyu" dedi ki bu çok çok saçma, ne anlamı var??? Yani aylık paket de olsa, 3 ay kullanmak zorunda ve durumunda oluyorsun mecburen, anlamı bu.
"Bakın " dedim, "Bugün uzatılmış, ve ben az önce web sitenizde buna çok benzer ama yarı fiyatından daha az bir fiyata yeni bir paket gördüm, beni ona geçirin"... Bir kere madem böyle bir paket çıkmış, her dakika sms atarak insana fenalıklar getiren Turkcell neden bunu da duyurmuyor?!  Bu paketten ancak Web sitelerine girer de karıştırırsanız sağı solu, haberdar olacaksınız, ama o sizin pahalı paketinizi uzatacak sormadan. Yani bu gerçekten hiç hoş değil. Nasıl bir pazarlama ve satış anlayışı?!! :(

Görüştüğüm görevli, diğer pakete geçmem konusunda daha yukarıya bir "talep oluşturdu". 10 günü geçti, bekliyorum.. Dün de faksla bunu hatırlattım, geri dönen yok.

Yıl sonunda Turkcell'e veda edeceğim. Rakipleri nasıl bilmiyorum....

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Otellerin Web Sayfalarına Dikkat! - Bozburun Bosprina Otel

Daha önce milliyetblog'da yazdığım bir yazı vardı: "Web'den otel seçimi" başlıklı. Yine aynı konuya değineceğim. Bu yaz yaşadıklarım bana Web'den otel arar ve seçerken ÇOK dikkatli olmamı öğretti; daha doğrusu bunlara inanmamayı...

Günümüzde hemen her işimizi Internet ile yapıyoruz, tatil için bir yerler ararken de ilk iş Internet'e başvuruyoruz. 

Kaç deneyimden sonra ben artık Web'den otel, pansiyon, vb seçmemeye karar verdim. daha doğrusu bakıp fikir alabilirim, rezervasyon da yaptırabilirim, ama rezervasyonu kesinleştirmek için para havalesi isterlerse bunu yapmam. Sizlere de yapmamanızı tavsiye ederim. Çünkü bazılarının  kendilerine çeki düzen vermesi gerekiyor. Neden?:

Web sitelerine koydukları fotoğraflar çok usta hilelerle çekilmiş oluyor. Örneğin, ufacık bir havuzun ya da odanın veya bahçenin büyük gösterilmesi gibi. Çok yanıltıcı oluyor. Veya, hoş bir köşeyi çekiyorlar bahçeden, aman ne şirin ne bakımlı diyorsunuz ve resmin tamamı kafanızda aynı hoşluk ve temizlikte bir yer olarak tamamlanıyor, ama gidip gördüğünüzde hayal kırıklığı olabiliyor. Bunu Küçükkuyu'da yaşadık. Küçük bir tesisti. Web'de doğa ile içiçe diyordu. Tabii "doğal" denince, bakımsız, pis olarak düşünmemiştim. Kim düşünür ki!

Her taraf çok bakımsızdı, sağa sola eski eşyalar, tüpler, leğenler atılmıştı (yığılmıştı). Otlar motlar bakımsızdı. Pejmürde bir yer idi. Ben böyle yerleri sevmem. Aşırı görsel olduğumdan her detayı görürüm ve rahatsız olurum. Yerin sahibi de megalomanisi fazla bir kadındı. bazı müşterileri orayı çok beğeniyor, ama biz rahatsız olduk diye bozuldu, bize sırt çevirdi ve selam sabahı kestiydi... Nasıl işletmecilikse bu!

Kısacası Web'deki fotoğraflar çok yanıltıcı oluyor; fotoğraflardakinden daha küçük, daha bakımsız, daha pis yerlerle karşılaşmak çok olası.

Ama son rastladığım örnek... hiç böylesini görmedim. Web sitelerine gerçekte olmayan resimler koymuşlar.!!!! Bu olay Marmaris Bozburun'da yeni açılmış bir otelde oluyor; Bosprina Otel.

Rezervasyon için de bir gecelik para istemişlerdi. 130 TL havale etmiştim. Oraya vardığımızda her şey beni o kadar rahatsız etti ki, çıkıp başka yer aradık, süper yerler vardı. 130 TL'mizi yakıp başka yere geçtik. Web'e koydukları oda resimlerinin gerçek odalarla yakından uzaktan ilgisi yoktu ve odada bavulu koyup açacak yer parçası yoktu). "50 m ötemizdeki plaj" diye gösterdikleri süper plaj görüntüsüne de çok kanmıştık; 50 m ötede çok bakımsız, çöp içinde, 3-4 kırık şezlongun olduğu, girişinde onlarca çöp konteynırı ve büyük çöp torbalarının olduğu bir "plaj" vardı.. Resimler bambaşka idi; gördüğünüzde, hemen orada olmak istiyordunuz.

Sonradan bu insanlara eposta atıp kınadım, oraya ait olmayan fotoğraflar koyarak insanları yanıltmalarının suç olduğunu, Web'de söylenen şeylerin taahhüt olduğunu belirttim... Çoook uzun cevap yazmışlar. Alınmışlar... Resim konusuna hiç değinmeyip, ona bir açıklama getirmeyip (buna ne açıklama yapılabilir ki zaten!) biz Bozburun'u çok sevdik de buraya taşındık, iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz... gibisinden duygusal bir eposta atmışlar...

Bu tip insanlarla/tesislerle yasal platformda uğraşmak gerek ama Türkiye'de bunlar uzun işler hele ki milyon tane çok ciddi sorunumuz varken...

Demem o ki, otellerin (büyük, ciddi, adı sanı olanlar hariç) Web sitelerindeki resimlere şüpheyle yaklaşın ve para havale etmeyin.

Ha benim kadar titiz değilseniz, umduğunuzdan çok farklı, çok bakımsız, çok rahatsız yerlerde herşeye rağmen rahatsız olmam ben diyorsanız, o zaman sorun değil sizin için.

Ancak unutmayalım: Bir firmanın, bir kuruluşun web sitesinde ya da broşüründe yazdığı şeyler veya reklamlarda söyledikleri taahhüttür ve doğru/gerçek olması gerekir.

2 Ağustos 2011 Salı

Turkcell - Çok sık zam

Turkcell faturanızı kontrol etmiyor olabilirsiniz.

Kurulduğundan beri Turkcell abonesiyim. Ama artık konuşmadığım dakikalara, kullanmadığım sms'lere para vermekten bılktım. Vodaphone vb bir yere geçmeyi dün artık ciddi olarak düşündüm. Şimdi bunların tarifelerini inceleyecğim.

Ben hemene hemen hiç telefonda konuşmuyorum. Sadece oğlumla haberleşmek için ayda 100 civarında sms kullanıyorum.

Bunları tek tek, dakika dakika alırsanız inanılmaz pahalı oluyor. Mecbursunuz paketlere abone olmaya. En küçük paketlere üye oldum mecburen. Ki onları bile bitiremiyorum. Ancak sürekli zam gelen ve de kullanmadığım bu paketlere para ödüyorum. Bir nevi salaklık.

Faturalarıma baktığımda ALO60 paketini fiyatını bu ay 32 TL görüyorum. Geçen ay 29 TL idi. Ondan evvel 26 TL idi. Bu ne biçim bir artıştır???

Kapitalist düzende maalesef böyle demekten başka bir şey kalmıyor... Herkes para çok para kazanma derdinde.

8 Temmuz 2011 Cuma

Network - Defolu malın muhakkak alınan mağazadan değiştirilme gereği

Network sevdiğim, beğendiğim bir marka ve mağaza idi.

Oğlum babası ile Marmara Forum Network'ten Que markalı bir ceket ve birşeyler daha almışlar, mezuniyet balosunda giyimesi için. Kol dikişindeki defoyu görmemişler. Ben evde hemen gördüm hem aşırı görselim hem dikişten anlarım.

Oğluma dedim ki "bize yakın olduğu için, Metrocity Network'e götür, ütüleyip baksınlar". Olmuyorsa değişim yaparlar.... Çünkü bilirsiniz; iyi, çağdaş markalarda böyle oluyor, nereden alırsan al, başka bir yerde değişim yapabiliyorsunuz. İlk aklıma gelenler  Hotiç, Faik Sönmez, LC Waikiki, M&S, İkea, Bauhaus... gibi. Bunlara çok teşekkür etmek gerek. Bu şekilde başka markalar biliyorsanız yorum yazmanızı rica ederim.

Oğlum MetroCity Network'e gitti. Ütülemişler, düzelmemiş. Bu "defolu" demişler. "Aynı beden bizde yok" deyip bilgisayardan bakmışlar. Buraya kadar iyi. Kanyon Network'te varmış. Çocuk oraya gitmiş.. Kanyon mağazası demiş ki "defolu olduğu için aldığınız yere yani Maramara Forum'a gitmen gerek"!.

Defolu olması bizim suçumuz mu? Defolu bir ürün böyle kaliteli gözüken ve fiyatları yüksek bir mağazada neden rafta/askıda? Kimse görmez mi? Arada kakalanmayı mı çalışılıyor?

Kanyon'da uzun konuşmalar.. Ben de telf edip lafa dahil oldum.. Yok olmuyor. Oğlum akşam balosu varken alelacele Marmara Foruma'a koşturdu. :(

Bu yazıyı yazmadan evvel Network, Fabrika, Que, Beymen Business vb gibi markaları ürettiğini ve sattığını öğrendiğim AY Marka Mağazacılık A.Ş. Müşteri İlişkileri'nden Selin Bodur ile ile yazışıp, ve konuşup bu bilgiyi teyit ettim. Selin Hn. mesajlarıma anında cevap verdi, telefonda konuşalım deyince hemen aradı, duyarlılığına teşekkür ederim - bir de Web'den yazanlara cevap vermeyen dolayısıyla Web'e neden eposta linki koyduğu muamma olan firmalar var biliyorsunuzdur.

Teyit ettiğim bilgi şu:
EVET. ALDIĞINIZ ÜRÜN ES KAZA DEFOLU ÇIKTIYSA (kendi suçları) ALDIĞINIZ MAĞAZAYA GİTMENİZ GEREK. BAŞKA ŞEHİRDEN ALMIŞ BİLE OLSANIZ O ŞEHRE GİDECEKSİNİZ!!!

Bu devirde böyle süreç görmediğimi söyledim. "Mağaza NE farkeder" dedim. "Ürün AY Marka'nın değil mi???" Nereye iade edersen et, merkeze gitmeyecek mi?

Anlayış çok yanlış ve bakış kör. Anlaşılan böyle belirlemişler ama neden revize etmiyorlar anlamak zor.

Yargıcı nasıl benim için bitttiyse Network de maalesef bitmiştir. Bu marka hakkında bütün fikrim olumsuza döndü. Çoğunluk aynı boykotu yapsa kendilerine gelirler belki.

Tekrarlıyorum: İzmirden, Ankara'dan, Antalya'dan almış olursanız ürünü, oraya gideceksiniz. Böyle saçma bir süreç olabilir mi? Akıl almaz kötülükte -günümüzde artık bu yaklaşım kalmamış iken -- ve müşteriyi kaale almayan bir süreç. Ayrıca defolu ürün neden satışta???????? Büyük bir kalitesizlik.

5 Temmuz 2011 Salı

"Fırsat" tabir edilen yeni pazarlama-satış aracına dikkat!

Internet kullanıcılarından bu yeni pazarlama ve satış aracını duymayan kalmamıştır herhalde. Ben öğrendiğimde, bilen oldukça fazla idi. “Fırsat satan” bir iki web sitesine tanesine üye oldum.
Ayakkabı, elbise satanlara bakmıyorum, denemeden bunları almak bana göre imkansız.

Cilt bakımı vb gibi şeylerle ilgilendim. Şimdiye dek üç fırsat aldım. İlki hariç diğerleri berbat. Bu berbatlığı binlerce kişi deneyimliyor zaten, eminim onlar da benim gibi artık dikkatli olacaklar, belki ve bu furyadan uzak duracaklardır.

Aldığım ilk “fırsat” cilt temizliği idi. Nişantaşı’nda, fransızca bir adı olan, tertemiz, çok güzel bir yer. Uygulamayı yapan kişi hem de oranın sahibi. Çok ilgilendi. Fırsata dahil olmayan bir uygulama da yaptı. Müşteriyi bir seferlik görmedi. Bundan sonra da oraya gitmenize yönelik bir ilgi ve güleryüz gösterdi. Bundan sonra cilt temizliği yaptrırmak istersem oraya giderim. Her “fırsat”ı böyle sandım ben de. Aldığım ikinci “fırsat” da cilt temizliği ile ilgili idi. Hatta oğlum “hep böyle şeyler alıyorsun, azıcık somut ürünler alsana” dedi !

Yer Maslak’ta idi. Sora sora zor buldum. Ufak ve tuhaf bir yer. İnsana hiç güven telkin etmiyor. Beklerken kaçıp gitme konusunda kararsız kaldım. 10-15 dakikalık uyduruk bir “temizlik” yapıldı. O esnada, adının için ozon geçen bir ürünün nimetlerini saydı döktü uygulama yapan kız; iyi geldiği şeyler, lekeler, kırışıklıklar, akne, siğil, varis... saç dökülmesi, diş sağlığı için... daha neler, yok yok. Basiretim bağlanmış olmalı ki, uydurma, profesyonellikten uzak bir broşüre ve aynı şekilde bir ambalaja sahip ürünü 70 TL vererek aldım L . Bu 70 lirayı cüzdanımdan çıkarıp çöpe atsam ya da daha iyisi bir STK’ye bağışlasam iyi olurdu.

1- Feci kokuyor, boğucu, kusturucu; 3 kere ancak kullandım.
2- Sonradan akıl edip cilt doktoru arkadaşıma sordum. Ve çok utandım. Böyle “her derde deva olduğunu iddia eden” bir ürüne nasıl güvendiğimi sordu. “Böyle bir şey olabilir mi? Herşeye iyi gelen tek bir madde!” dedi. Ayrıca” bu iddialarından birine bile iyi gelmez bu şey” dedi. “Çöpe atacağım” dedim. “At” dedi. Tamamen aptal durumuna düştüm, zaten çok pişmandım.

Aldığım üçüncü “fırsat” yine Nişantaş’ında. Yağları eritmeyle ilgili bir estetik merkezi. 1800 TL’lik – hiç verilemeyecek kadar yüksek bir fiyat – 35-40 TL’ye indirilmiş. Benim aldığım sitede satış sayısı sadece o kampanyada 1000 kişiden fazla idi. Başka kampanyalar da yapmışlar gerek o sitede gerekse başka sitede. Yani en az 3000 kişi almıştır, olasılıkla daha çok. İlk günler telefonları asla açılmıyordu (randevu için herkes arıyor). Hatta şüphelendim gerçekte böyle bir yer var mı diye.

Nihayet becerip gittim. Bekleme yerinde bir sürü kadın. Herkes 1-2 saat beklemiş ve hala bekliyor, tam bir karmaşa, gelenlere hoş geldin diyen yok... Tartışmalar çıkıyor. Sıranız geldiğinde de kimisinin bel kalça çevresini ölçüp kaydediyorlar, kimilerini unutuyorlar. Kimine dosya açılıyor kimine açılmıyor. Ama unutmadıkları şu: hemen şunu söylüyorlar: “bu aldığınız fırsat tek bölge için (ne demek tek bölge bilmiyoruz, kimse bilmiyor), yanları (simitleri) ya da başka kısımlarınızı da eritmek istiyorsanız bir fırsat daha alacaksınız ama eski fiyattan alamazsınız ! En az 2 katı. Peki diyor yağlardan kurtulma meraklısı, ama yürüme ve spor yerine burada 20 dakika yatmayı tercih eden kadınlar, ve ben de...! ) Bunun peşinen lenf drenaj da almalısınız daha iyi olur o zaman. O da 200 TL... Çoğu kişi kabul ediyor yapılan uyduruk açıklamalardan ikna olup. Ben telefon edip doktoruma soruyorum, “sen geçirdiğin hastalık dolayısıyla bunu alamazsın, alma” diyor. Satıcı/”estetisyen” kız anlatıyor “bir de bilmem ne kremi var, yağları yakıyor, onu da alırsanız süper olur”. O da 100 TL’ye yakın. Bu kadarına da pes diyor insan. Ben almadımi, alan çok.

Şimdilerde randevular biraz daha düzgün, ama içeri girdiğinizde ne çalışanlardan ne de sahibi kadından bir merhaba, hoş geldiniz var. Özellikle sahip, o kadar suratsız ki! Sana para kazandıran insanlara azıcık güleryüz göster, bir hoş geldiniz de. Yok. Konuştuğum çoğu kişi oraya zevksizce geliyor, bir daha da gelmem diyor. Ama sahibin amacı belli, müşteri tek seferlik. Sonra gelmeseler de olur. Bu fırsat furyası ile binler başka kadın bulur nasılsa.

Aman ne ucuz diye “fırsat” alırken dikkat edelim.

Vestel - Bir daha asla!

Kasım 2009'da Vestel çamaşı makinasıyla ilgili sorunum olmuştu. Ve 17 sene bir kere bozulmamış, kurutması da olan ElektroLux'u gözden çıkardığıma ÇOK pişman olmuştum. Basireti bağlanıyor bazen insanın. Amacım A+ eneji sınıfı ve icabında birkaç tişört, gömleği hızlıca yıkayacak bir alet almaktı.

Kılavuz ve reklamlarında iddia ettiği gibi az çamaşırı (birkaç tişört gibi... ) ) yıkamıyordu; daha doğrusu yıkıyordu ama sıkmaya geçmiyordu; ağırlık az olunca alet sıkmaya geçemiyormuş. Bir nevi tasarım hatası. Suların içinde çamaşırlarla başbaşa kalıyor ve elde sıkmaya çalışıyorsunuz; günlerce de kurumuyor haliyle.

Normal yollardan (eposta, faks) firmaya ulaşamayınca, kaale alınmayınca, Internet'ten bir mesaj salmıştım ortalığa ve akabinde bir GMY tarafından aranmıştım !

Sorunu bildiklerini, mühendislerin bunun üstünde çalıştığını söylediler. Yeni makina üretilince tarafıma gönderilecekti. Ya da paramı hemen iade edecekkleri. Şimdi salakça bulduğum bir karar vererek, "yenisini bekleyeyim" dedim, aylar geçti, nihayet aradılar ve makineyi yolladılar, eskisini aldılar.

Uzun süre, az çamaşır yıkama işim olmadı ve şikayetçi olduğum özelliğin bu sefer çalışıp çalışmadığını denemedim. Hata ettim. Birkaç ay evvel, bir bornoz yıkamak istedim. Bornoz birkaç tişört gibi hafif bir şey değil; oldukça ağır. Yıkadı, ama yine sıkmaya geçmedi. Litrelerce su çekmiş, apağır bir bornozla kalakaldım, elle sıkmak çok zor, kol bilek gücü gerekiyor, günlerce balkonda zor kuruttum.

Artık bu işle nasıl uğraşayım?!!! 1,5 senelik makinayı atacağım ve bir daha asla ve asla Vestel adının yanından geçmeyeceğim. Şimdi tekrar uygun makina aramak da bir iş!

Levent girişine yapmakta oldukları, İstanbul'un ve de Türkiye'nin enine ve boyuna en geniş korkunç ucube binasından dolayı da kendilerini çok sorumsuz buluyorum zaten.

10 Nisan 2011 Pazar

YARGICI 'dan hiç bir şey almamak gerek

Internet’te aradım; Yargıcı mağazalarından ve müşteriye yaklaşım politika/tarzlarından şikayet çok! Ancak anlaşılıyor ki müşteri kaybetmek umurlarında değil. Birileri gider, birileri gelir diye bakılıyor olmalı. Müşteri kaybetmenin ya da memnuniyetsiz müşteri yaratmanın maliyeti -garip ama -- bilinmiyor olmalı.

Yargıcı Metrocity mağazasında gördüğüm krem rengi, dantelli bir fulari cok begendigimi arkadasima soylemistim, bana hediye almış. Çok memnun olup boynuma taktım ve değiştirme kartını attım ancak bundan pek sorun çıkmadı - şimdilik..

Evde beni şok eden bir defo gördüm. Mağazaya gittim. Fularin bir kenarinda, boylu boyunca akan dantel, orta kisimda yani enseye gelebilecek bir hizada kesik; daha dogrusu orada dantel yok, kesintiye ugramis.Bir imalat hatası oldugu çok açık.

25-30 TL'lik bir fuları doğrudan değistirmek yerine merkeze göndermemiz gerek, prosedür böyle dediler. Sinir bozucu, anlamsız. Cimrice. Ne kadar sürer? 15 gün! Neden merkeze gidiyor, nesi incelenecek belli değil. Süreç boş yere uzatılıyor; müşteri üzülüyor...

IMALAT hatası olduğu en cahil kişi tarafından bile anlaşılabilecek bu ürünün tadil edilemeyecegi alenen ortada. Ayrıca, orayı ben kessem içeri girik olur, dışarı çıkık değil!!! Ayrıca ne ithal edildiği ülkede ne yargıcı'da kalite kontroldan da geçmemiş. Bu da büyük bir hata.

Bir insan bunu kendi kesip, değişim için mağazaya geliyorsa ancak ruh hastası olabilir.

Merkeze gönderdiler, 15 gün bekledim, fuları takamadim. Ve hiç düzelmeden ama yapıldı diye geldi. Bu nasil bir körlük??? Müşteri ile sanki dalga geçiliyor:( Bu kadar KÖTÜ BİR SÜREÇ az bulunur. Meşhur YARGICI magazaları böyle özensiz ve ciddiyetsiz ve müşteri memnuniyetini hiçe sayıyor. Bu devirde böyle bir davranışı markalarına, o şık mağazalarına nasıl yakıştırılıyorlar???

Günümüzde birçok mağazaya rahatlıkla, hiç bir açıklama yapmadan ürünü iade edebiliyorsunuz. Örneğin IKEA, Bauhaus, Marks & Spencer, bazı elektronik mağazaları, Migros, vb.... Bunlar medeni, çağdaş firmalar. Sinirin bozulmuyor hiç bir süreçte. Bir de böyle yargıcı gibi nekes ve müşteriye saygısızlar var maalesef :(

Şimdi 2. kere gitti. Bir 15 gün daha beklemem gerek. Keşke öyle alsaydım diye hayıflandım, içe doğru kıvırır takardım. 

Eğitimlerimde vereceğim iyi bir kötü örnek oluşturdu, hatta dünkü kursumda anlattım. 25-30 TL'lik bir ürün için, o ürünün merkeze gitmesi gelmesi, bir daha gitmesi gelmesi, doldurulan formlar ile daha fazla para kaybettiklerini anlayamamaları çok enteresan + bir de paha biçilemez bir değer olan müşteriyi kaybediyorlar... O müşteri gidip bunu yüzşlerce binlerce kişiye anlatıyor.... kayıp hesaplanabilirin ötesinde. Bunlar hiç kalite eğitimi almamışlar!

Siz siz olun Yargıcı gibi berbat tadilat/değiştirme/iade süreçleri olan yerlerden alış veriş etmeyin. Başta da dediğim gibi Web'de sayısız şikayet gördüm, "çantam hemen koptu, değiştirmediler, şal aldım, anında vazgeçtim iade almadılar... " gibi sayısız şikayet... Malları da kalitesiz anlaşılıyor, iade/değiştirme de yapmıyorlar.İlginç! bir sürü de kar ediyorlar şüphesiz... Müşteriler daha bilinçli olmalı....